Clarissa ( Stefan Zweig)
Clarissa, şu ana kadar okuduğum sayfa olarak en uzun Stefan Zweig kitabıydı
ama yine bir çırpıda bitti.
Bu kitap I. Dünya savaşı öncesi, ânı ve sonrasını Clarissa üzerinden anlatıyor. Kitap Clarissa’nın
çocukluğundan başlıyor. Daha doğrusu çocukluğuna dair hatırladıklarından...
Daha sonrasında yatılı bir okulda okuduğunu ve ailesini az görebildiğini.
Ayrıca babasıyla arasındaki garip ilişkiden haberimiz oluyor. Hayat yatılı
okulda babasına günlerini rapor ederek geçiren
Clarissa için babasının emekli edilmesiyle onun için değişmeye başlar.
İlk kez özgürce kendi kararlarını almaya başlayan Clarissa için, şans eseri
karşısına çıkan fırsatlarla ilerler.
Bir gün, işvereni için katıldığı toplantıyla hayatı değişir.
Toplantının son günü Avusturya Prensinin bir Sırp tarafından öldürüldüğü haberi
bomba etkisi yaratır ve herşeye bitti gözüyle bakarken, Clarissa Leonard’ın
büyük umutla düzenlediği toplantıyı kurtarır. Sonrasında Leonard ile gezmeye
başlarlar. Orada hayata yeni bir bakış açısıyla bakmayı Leonard’dan öğrenir.
Hayatta ilk kez rapor yazmayı unutup hayatı yaşamaya başlar. Günleri, saatleri
unutup, turistik yerleri değil, gerçek insanların yaşadığı küçük kasabaları
gezerler. Bir gün Clarissa babasından bir mektup alır. Babası görevine geri
dönmüştür. Bu haber onları küçük rüyalarından uyanmalarına neden olur. Birkaç
gün içinde de Avusturya’nın Sırbistan’a savaş açtığının haberi gelir.
Özellikle bu kısımdan sonra savaşın acımasız yanlarını
okumaya başlıyoruz. Yitip giden hayatları ve hayalleri...
Belki kitaptaki olaylar hakkında biraz fazla bilgi vermiş
olabilirim. Ancak Zewig’in kitaplarında asıl okunması gereken karakter
analizleri olduğu sorun görmedim. Çünkü önemli olan insanları anlayabilmek.
Yorumlar
Yorum Gönder