İçimizdeki Şeytan ( Sabahattin Ali)

Hayatımız boyunca hepimiz hata yaparız, yanlış kararlar veririz, hatta duygularımızın, korkularımızın, sevgimizin, hırslarımızın bize bile bile hata yaptırmasına izin verir, yanlış olduğunu da bilsek, bazen kafamıza koyduğumuzu yapmakta geri durmayız.
Ama sonuçları ne olursa olsun, sorumluluğu alabilmek, verdiğimiz kararın arkasında durabilmek bazen bir yük olabiliyor. İşte bu noktada ana karakterlerden Ömer tabiri caizse işin kolayını bulmuş. Ona göre yaptığımız her hata, her yanlış aslında hepimizin içinde yaşayan şeytana ait.
Haliyle sorumlu tutulması gerekende kendisi değil içimizdeki şeytan.
Aslında hikaye Ömer ve arkadaşı Nihat bir vapurda konuşurken Macide’yi görmesi ve ondan etkilenmesiyle başlıyor. Hatta o kadar etkileniyor ki ne arkadaşını duyuyor ne de Macide’nin yanında duran akrabasını görüyor.
Kendi hayatlarında dertleri olan bu iki insan birlikte vakit geçirmeye başlar. Birgün işler Macide için hiç de iyi gitmez ve Ömer ani bir karar alarak hayatlarını değiştirir. Zaten fark edeceksiniz ki, kitap boyunca Ömer sürekli ani kararlar verip, başını derde sokmaya devam edecek. Bu kadar hata yaparken suçu şeytana atmak bir bakıma mantıklı gözüküyor.
Bakalım bu yanlış insanlar ve yanlış kararlar onları nasıl bir sona götürecek...